Önnot:Bu ara arşivciyim.Eskilere nur yağdırıyorum. Confessions of a Shopaholic taze vizyona girmişken ,bunun üzerine de yeni bir şeyler döktürmeye üşendiğimden eskici oldum....
Sizi bilmem ama ben onlardan sıkıldım.
Çünkü heryerdeler.
Mağazalarda, alışverişmerkezlerinde,teknocenterlarda,her yerde…
Üstelik çıldırmış gibiler.
İndirimleri bile beklemeye tahammülleri yok.
En karakteristik özellikleri başkasının elinde gördükleri bir parçaya
‘Nerden aldınız onu, çok güzelmiş, bir bakabilir miyim ‘diye atlamaları.
Ben bu özelliklerine sinir oluyorum.
Almayacağım varsa bile gıcıklığına alıyorum o parça ne ise , etek ,elbise, bardak ,vs… Gözleri dönmüş bir şekilde alışveriş yapıyorlar. Onları hiçbir şey durduramıyor Yeterli parasının olmaması bile!
O kafaya taktığı bir şeyi elde etmek için çabalamaya başlıyor,
Hiç çekinmeden arkadaşından, eşinden , akrabasından, hatta ve hatta bankadan borç alabiliyor.
Yeter ki ‘o şey’ e sahip olsun.O şeyler ise kullanıcıya göre değişiklik gösteriyor.Kozmetikten,kılıkkıyafete, mücevherden, ayakkabıya kadar...‘Vitrinde gördüğüm elbiseyi almak için kasaya gittiğimde param çıkışmadı, kredi kartlarımın da limitini doldurmuştum.Alamadan çıktım.Gece çok huzursuz uyudum, çünkü o elbiseyi istiyordum, alamadığım için rahatsız olmuştum.Arkadaşımın annesinden borç aldım, artık mutluydum, elbise dolabımdaydı.’diyor alışverişkolik bir kadın.
Parasının olmayışı onun için çözüm değil yani.Bir şekilde imkan yaratıyor almak için. Sonuçta bir amacı var,satın almak.Kullanmasa bile...
Eğer o gün hiçbir şey almamışsa o zaman mutsuzluk yakasına yapışıyor.
Somurtuyor, içi içini yiyor, terlemeler başlıyor, herkese bağırıyor ,çağırıyor.
Alışveriş bağımlılığı daha çok kadınlarda görünüyor.
Psikiyatrisilere göre bir davranış bozukluğu .
Tüketimin cezp edilmesiyle çıkan bir hastalık belki de!
Acaba mutsuzluk kadınları alışverişkolik mi yapıyor?
Ya da tatminsizlik.
Ya da doğru erkek saplantısıyla aradığını bulamayan bir kadının depresyondan çıkma formülü mü?
Ya da terk edilen,
Ya da ilişkisindeki eksikliği para harcayarak doldurma ihtiyacı?
Belki de hayatındaki boşlukların yansımasıdır?
Uzmanlar çocuklarıyla sağlıklı ilişki kuramayan ebeveynlerin onlara bir şeyler alarak bu eksikliklerini giderme yolundan kaynaklandığını beliriyorlar.Sürekli bir şeyler alınmasına alışan bir çoçuk, yetişkinliğinde de bu alışkanlığını devam ettiriyormuş.
Harward Üniversitesinde yapılan bir araştırma ise alışveriş takıntısının beyinin orbikonfrontal korteks bölgesinde etkili olduğunu söylüyor.Etkisi, davranışlara yansıyarak ortaya çıkıyormuş,para harcama tutkusunun artması gibi..
Bir de alışveriş çılgınlığının seks ile de doğrudan bağlantısı var .
Örneğin aşırı stres altındaki bir kadın seksten kaçıp,alışverişe yöneliyorsa mutluluk oranı daha yükseliyormuş.(Ben demiyorum psikiyatrisiler söylüyor.)Zaten doktorlara göre eğer bir kadın orgazm olmak için seks yerine alışverişi tercih ediyorsa mutlaka bir yerlerde problem var.(Tamam ben de ayakkabı severim ama seksin yeri ayrı tabi)
Bağımlılık işte, alkol gibi.
2 kadın detleşiyor biri ‘’akşamları işten çıkınca doğru Metrocity’e , dolanırken elim boş durmuyor tabii.Ayakkabı, bluz,etek, ne bulursam alıyorum, rahatlatıyor beni.’
Öteki devam ediyor’Ben de her akşam iş çıkışı köşedeki bara uğruyorum, bir,iki kadeh votka gevşememi sağlıyor.’
Ha bir tek içmişsin ha iki parça öteberi almışsın.
Bir farkı var mı?
Hem üstelik alkoliklerde de seks bir süre sonra ölüyor.
Önemli olan dozunda ,kararında bir takım şeyleri yapmak.
Değil mi?
Yorumlar
Ben de alışverişi seviyorum ama alışverişin sonu yok, en iyisi mağazalara sık uğramamak, görmeyince insanın aklına almak da gelmiyor fazla.