Arzu Kaprol den Sadeleşmeliyiz.” mesajı
Türkiye'nin marka olmuş isimlerinden Arzu Kaprol, gazeteci – yazar Elif Ergu ile Bürotime YouTube kanalında yayınlanan “İçten Gelen İşler” sohbetinde buluştu.
İşine tutkuyla bağlanan ve başarı öyküleriyle ön plana çıkanların hikâyelerini izleyiciyle buluşturan seri; sorumlu üretim ve sürdürülebilir tasarım temaları dışında, ünlü tasarımcının hayatı ve mesleki yolculuğuna dair keyifli ve ilham dolu bir söyleşi oldu.
1 beyaz tişört için 2000 litre su harcandığına ve tekstil sektörünün petrokimyadan sonra dünyayı kirleten ikinci sektör olduğuna değinen Kaprol; modanın, tasarımın ötesinde ekolojik, ekonomik ve teknolojik faktörleri de kapsayan bir disiplin olduğunu ve yaşam biçimlerine olan etkisini değerlendirdi. Tasarımcıların da artık bütünü tasarlamaya yönelik kaygı taşımaları gerektiğini dile getiren Kaprol, kıyafet üretim yöntemlerinde kullanılan teknolojilerden pazarlama bileşenlerine kadar tüm yapının sürdürülebilir olması gerektiğine dikkat çekti. Daha az ve daha nitelikli kıyafetler giyerek, dünyaya iyi davranmamız gerektiğini ifade eden ünlü tasarımcı; geleceğin moda anlayışına ışık tutan öngörülerde bulunarak “sadeleşmemiz” gerektiğinin altını çiziyor.
Modanın içinde büyüyen Arzu Kaprol, teknoloji ve moda arasında kurduğu güçlü bağlar ile de tanınıyor. Giyilebilir teknolojiler üzerine pek çok firma ve kurum ile işbirliği yaparak, önemli tasarımlara imza atan Kaprol, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için en ileri teknolojilerin kullanıldığı kamuflaj kıyafetleri üretiminde yer aldığını ve AR-GE çalışmaları süresince duyduğu heyecanı da “İçten Gelen İşler” sohbetinde anlattı. Ünlü tasarımcı defilelerinde geleneksel yöntemlere yer verdiği kadar hologram kullanımını da tercih ediyor.
Kaprol sohbette, son dönemde herkesin Instagram’dan paylaştığı “daha güzel, ince ve mutlu” pozlarla dolu paylaşımlar için de, geçmişte yaptığı bir koleksiyona atıfta bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Instagram’ın olduğu her yerde en farklı, en ince, en mutlu, en güzel görünme üzerinde kendini var ediyor insanlar… Bu sistem de değer yargısını değiştiriyor. Göstermeye çalıştığın şeyi parlattığında gerçek değeri biraz geride kalıyor. Her şeyin Instagram’a göre fotojenik olma hali, tüketim kültürü ile kurduğun ilişki ya da birlikte poz verdiğin arkadaşlarının Instagram’a göre koyulabilir olma hali, biraz acıklı. Bunun dışında da bir hayat olduğunu, her şeyin sadece estetik üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini, aslında var olan her şeyin çok estetik olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Yıllar önce bir koleksiyon yapmıştım. İsmi “Beraber Yalnızlık” idi. Binlerce takipçin olup aslında bir odada tek başına ağlıyor olma hali... Desenlerde kocaman çizgiler vardı, ama hiçbiri birbirine değmiyordu. Etki alanının genişlediğini zannederken bir diğer anlamda ilişki yaratmadığını sorguladığım bir koleksiyondu. Instagram’da hep mutlu, güzel ve farklı görünme hali de biraz böyle…”
Bürotime YouTube kanalında yayın hayatına başlayan “İçten Gelen İşler” serisi; edebiyat, sanat, moda, seyahat, spor gibi birçok alanda önemli çalışmalara imza atmış kişilerin evlerine konuk olurken; tutku ile yapılan işlerde başarı ve farklılaşmayı yakalamanın kaçınılmaz olduğunu gözler önüne seriyor. Yaşamınızdaki ilhamı keşfedebileceğiniz hikâyelere tanıklık edebilmek için, Bürotime Youtube kanalına abone olabilirsiniz.
İşine tutkuyla bağlanan ve başarı öyküleriyle ön plana çıkanların hikâyelerini izleyiciyle buluşturan seri; sorumlu üretim ve sürdürülebilir tasarım temaları dışında, ünlü tasarımcının hayatı ve mesleki yolculuğuna dair keyifli ve ilham dolu bir söyleşi oldu.
1 beyaz tişört için 2000 litre su harcandığına ve tekstil sektörünün petrokimyadan sonra dünyayı kirleten ikinci sektör olduğuna değinen Kaprol; modanın, tasarımın ötesinde ekolojik, ekonomik ve teknolojik faktörleri de kapsayan bir disiplin olduğunu ve yaşam biçimlerine olan etkisini değerlendirdi. Tasarımcıların da artık bütünü tasarlamaya yönelik kaygı taşımaları gerektiğini dile getiren Kaprol, kıyafet üretim yöntemlerinde kullanılan teknolojilerden pazarlama bileşenlerine kadar tüm yapının sürdürülebilir olması gerektiğine dikkat çekti. Daha az ve daha nitelikli kıyafetler giyerek, dünyaya iyi davranmamız gerektiğini ifade eden ünlü tasarımcı; geleceğin moda anlayışına ışık tutan öngörülerde bulunarak “sadeleşmemiz” gerektiğinin altını çiziyor.
Modanın içinde büyüyen Arzu Kaprol, teknoloji ve moda arasında kurduğu güçlü bağlar ile de tanınıyor. Giyilebilir teknolojiler üzerine pek çok firma ve kurum ile işbirliği yaparak, önemli tasarımlara imza atan Kaprol, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) için en ileri teknolojilerin kullanıldığı kamuflaj kıyafetleri üretiminde yer aldığını ve AR-GE çalışmaları süresince duyduğu heyecanı da “İçten Gelen İşler” sohbetinde anlattı. Ünlü tasarımcı defilelerinde geleneksel yöntemlere yer verdiği kadar hologram kullanımını da tercih ediyor.
Kaprol sohbette, son dönemde herkesin Instagram’dan paylaştığı “daha güzel, ince ve mutlu” pozlarla dolu paylaşımlar için de, geçmişte yaptığı bir koleksiyona atıfta bulunarak şu değerlendirmeyi yaptı: “Instagram’ın olduğu her yerde en farklı, en ince, en mutlu, en güzel görünme üzerinde kendini var ediyor insanlar… Bu sistem de değer yargısını değiştiriyor. Göstermeye çalıştığın şeyi parlattığında gerçek değeri biraz geride kalıyor. Her şeyin Instagram’a göre fotojenik olma hali, tüketim kültürü ile kurduğun ilişki ya da birlikte poz verdiğin arkadaşlarının Instagram’a göre koyulabilir olma hali, biraz acıklı. Bunun dışında da bir hayat olduğunu, her şeyin sadece estetik üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini, aslında var olan her şeyin çok estetik olduğunu hatırlamamız gerekiyor. Yıllar önce bir koleksiyon yapmıştım. İsmi “Beraber Yalnızlık” idi. Binlerce takipçin olup aslında bir odada tek başına ağlıyor olma hali... Desenlerde kocaman çizgiler vardı, ama hiçbiri birbirine değmiyordu. Etki alanının genişlediğini zannederken bir diğer anlamda ilişki yaratmadığını sorguladığım bir koleksiyondu. Instagram’da hep mutlu, güzel ve farklı görünme hali de biraz böyle…”
Bürotime YouTube kanalında yayın hayatına başlayan “İçten Gelen İşler” serisi; edebiyat, sanat, moda, seyahat, spor gibi birçok alanda önemli çalışmalara imza atmış kişilerin evlerine konuk olurken; tutku ile yapılan işlerde başarı ve farklılaşmayı yakalamanın kaçınılmaz olduğunu gözler önüne seriyor. Yaşamınızdaki ilhamı keşfedebileceğiniz hikâyelere tanıklık edebilmek için, Bürotime Youtube kanalına abone olabilirsiniz.
Yorumlar