Peki Sonra?

Dünya Ocak'tan beri amansız bir virüsle karşı karşıya.Covid ile insanlık mücadele ediyor. Sadece hastalık değil tabi mücadele edilen.Aynı zamanda küresel bir ekonomik darboğazla da boğuşuluyor. Değişen yaşam biçimleri öyle ya da böyle hepimizi etkileyecek.En önemli varlığımız sağlığımız olduğu ise kafalara dank edilmiş durumda. İş dünyası ise covid sonrasını konuşmaya başladı bile.Hangi adımlar atılacak, ekonomideki daralmadan nasıl  kurtulunacak,yeni stil pazarlama, markaların yol haritaları ,vs...Öngörüler ,fikirler havada uçuşuyor. Ne olacağını covid sonrası normalleşmede yaşayıp göreceğiz. Âmâ bugün bu sayfanın esas konusu dünyayı kirleten sektörlerin en başında bulunan tekstil ve moda dünyasının bütün bu gelişmeler esnasında kendini nasıl temize çıkaracağı?
Bir süredir moda dünyası büyük bir tartışmanın içinde zaten. Çevreye verdikleri büyük zararın yavaşlatılması gerekliliği herkesin dilinde. Kimi markalar sürdürülebilirlik ile uygulamaya geçti ,kimisi ise aynı düzenin devamında. Düşünebiliyor musunuz dünyada geçen yıl 114 milyar parça giysi üretilmiş. Sırf Amerika'da yılda 20 milyardan fazla giysi tüketiliyor. Bu üretimler çoğunlukla doğal kaynakları  tüketen, kötü şartlarda ucuz işçilikle üretim yapan sezonda trend olup sonrasında çöpe giden az kullanımlık giysiler, bildik adı hızlı moda .Sözün özü moda endüstrisi çevre için büyük tehdit. Eğer moda uzun süre hayatta kalmayı planlıyorsa, hem insanlığı , hem gezegeni korumak adına ,dünyanın sömürülmesine  izin vermemek , sorumluluk almak  ve yeni iş modellerinin  geliştirilmesi gerekiyor.

İşveren Moda
Tüm dünyada  işçisinden,tasarımcısına kadar yaklaşık 100 milyondan fazla personelistihdam eden koskoca bir işveren moda endüstrisi.Özellikle hazır giyim üretiminde çalışan çocuk işçi sayısı oldukça fazla.Üstelik insani şartların dışında.Moda şirketleri lüks segmenten hızlı moda markalarına kadar yıllardır çok sayıda ürün üretip satarak değer yaratmanın en üst düzeye çıktığı üret-al- at yaklaşımıyla üretim yapıyorlar.Bu kadar çok giysinin üretilmesi ve atılması dünya kaynakları için büyük bir tehdit .Eğer bu düzen aynen devam ederse 2050 yılına kadar moda endüstrisi dünyadaki karbon bütçesinin dörtte birini tüketecek .
Pandemi ile birlikte son birkaç aydır global hızlı moda markaları (Topshop,Primark,Urban Outfitters ,vs.. )siparişlerini iptal ederek Bangledeş,Hindistan ve Vietnam'daki tedarikçilerinin  ödemelerini dondurup bir çok insanın yoksullaşmasına neden oldular.Yaşanılan bu kriz ortamı küresel şirketleri bir şeyler yapmaya zorlamakta.

Okuduğum bazı makaleler gelecek modelin paydaş kapitalizm de olduğunu öngörüyor. Yani işletmelerin daha geniş bir paydaş grubunun çıkarlarına hizmet etmesi gerektiği fikri. Böylelikle kişinin değil toplumun geneli içinde sorumluluk taşımasının altı çiziliyor. Bu model ile  değer yaratmanın yanısıra maliyetlerin azalacağını, yeniliği teşvik edileceğini ,çalışanların katılımını ve elde tutulmasını sağlayacağına inanılıyor.
Evet, moda dünyası bir dönüm noktasında. Önce insanlığa sonra  kendilerine dürüst olmalılar. Karbon etkisini azaltmak ,işçi haklarını ele almak, tedarikçilerine hakkaniyetli davranmak, geri dönüşüme yönelmek ve herşeyden önce müşterileri ile güven kurmak...Kısacası daha sorumlu davranmak artık moda endüstrisinin önceliği olmalı.
Zaman  sadece biraz zaman.

Yorumlar

Popüler Yayınlar