Neyse,biz devam edelim…
Londra Moda haftasınında kanımca bir defile vardı ki diğerlerine fark attı.
Kanadalı tasarımcı Mark Fast’in show’u bence cesareti ve protest tavrı ile öne geçti.Hayır öyle çok gösterişli, tasarım ötesi kıyafetler yüzünden değil. İncecik vücutların kol gezdiği Londra' da, 42 ‘lik bedenlere ,asla yakışmaz diye önyargı ile bakılan gözlere, örgü ve bandage elbiseler giydirerek görücüye çıkararaktan…
Ve ne mi oldu?Dikkatler , sansasyon isteyen medya tarafından ‘Bu kızlar beni karizmalarıyla etkiledi’ diyen genç modacıya çevrildi.
Bu tartışmaları Mango gerçek hayata taşımış ve 2007 katoloğunda Why not?demişti ,hatırlarsınız?86 doğumlu bebek yüzlü model Cyristal Reynn ‘i kampanyasında kullanarak 42-44 bedende de sexy ve güzel olunabileceğini gösteriyordu.
Zayıf olma dayatması moda sektörünün cilvesi işte.Sektörün içinde yer alan kadınların geneldeki ortak görüşü ise bütün kadınların kalem gibi olmaya mecbur olması. Nasıl hissettiğin, görünümünle mutlu olup olmadığının bir önemi yok onlar için.Mecbursun, zayıf olmalısın.Bunu en iyi özetleyen de Geçenlerde okurken takıldığım bir Ayşe Arman yazısı. Diyor ki Arman,’Merak etme Işıncım,biliyorum 5 kilo fazlam var,ama hemen vereceğim’.Işıncım dediği Elle Genel Yayın Yönetmeni.Yazıdan anladığım kadarıyla laf etmiş kilo almışsın diye.Bu arada Arman, o 5 kilo fazla ile de gayet hoş ve de sexy.
Peki ya kilolularımızdan gerçekten mutlu isek.Ya o 5 ,6,7 …kilo fazlalık sinirimizi bozmuyorsa?Kendimizi bu şekilde sağlıklı hissediyorsak,ve onunla yaşamayı seviyorsak?
Sırf birileri özellikle de kadın çevremiz istedi diye kurtulmalı mıyız?Dış faktör dayatmasına boyun mu eğmeliyiz?
Resimler:Hürriyet,Style
Yorumlar
sevgiler.
kadınların birbirlerinin kıvrımlarını kıskanmasındandır belki de:))