A Fairy Tale
Bir varmış bir yokmuş,kendi halinde bir kız yaşarmış uzak
ülkelerin birinde.Bu kız,öyle çok güzel değilmiş ama oldukça havalı bir gardolabı varmış.Çok büyük ve gösterişli bir evde yaşarmış.Giysileri kendinden
daha meşhurmuş.Yakın ülkelerden bile sırf onun giysilerini görmeye
gelirlermiş.Herkes hayranlıkla bakarmış o muhteşem dolabının
içindekilerine.İmrenirmiş diğer kızlar.Gelgelelim bizim kahraman kızımız
halinden öyle pek de memnun bir hali yokmuş.Sanki hayatında bir şeyler eksikmiş.
Onu seven bir ailesi varmış.Mutlu olması gerekirken ,hiç de
mutlu hissetmiyormuş kendini.Sebebini biliyormuş aslında.Aşık olmak
istiyormuş.Ama erkekler onunla değil parasıyla ilgileniyorlarmış
genelde.Günlerden bir gün,dolabında en sevdiği krem şifon üzeri çiçeklerle bezeli
bir elbise ile bahçede dolanırken,’onu’görmüş.Bir anda kalp atışlarında bir
hızlanma olmuş.Genç delikanlı bahçede dolanıyormuş,nerede olduğunu
bilmeden.’pardon demiş ,kıza’sizi rahatsız etmek istemezdim ama amcamı
bekliyorum,babanızla konuşuyor.Kız gülmüş ve başıyla selam vermiş.
O günden
sonra delikanlı hep bahçeye gelir olmuş.Kız da bahçede onu beklemeye.Gel zaman
git zaman bu gizemli durum kızın ailesinin de dikkatini çekmiş.Önce istemişler
delikanlıyı.Gerçi tanıyorlarmış ailesini ama..Sonra bakmışlar kız ile delikanlı
mutlu gözüküyorlar ,vermişler gitmiş kızlarını…Kız ve delikanlı ömürlerinin
sonuna dek mutlu ,mesut ve bol giysili yaşamışlar.
Gökten üç elma düşmüş, üçü de bu masalın anlatıcısı ve
yazarı olan bendenize.
Size de sadece bir
hoş seda kalmış..
Keşke hayat hep masal gibi olsa değil mi?Sorunsuz,mutlu,sadece
sonunda elmalar yenen bir dünya..Masalın bittiği yerde hayat başlar ,der
Murathan Mungan.Oysa hayat masallardan daha acımasızdır.Gerçekler de inanılmaz.
Masalın gerçekle tek bağlantısı ise anlatılan hikayelerden
çıkarabilecek sonuçlarıdır.Bir şeyler öğretir insanoğluna.Aşık olmayı,iyi
davranmayı,kötülükten korkmayı…
Öte yandan farklı bir
dünyada yaşar masal kahramanları.Kiminde yüksek dağlar vardır,mağara
evler,korkunç yaratıklar,kiminde yeşillikler içinde,ortasından nehir geçen bir
köy.Kimisi dağlarda kurulan şatolarda oturur,kimisi çikolata evinde.
Gerçek
dünya da ise trafik ışıkları,kafa şişiren kornalar, küçük pencereli evler hüküm
sürer şehrin sokaklarında.
Gerçekle masalı birbirine bağlayan ortak payda ise
masallardan ilham alınarak tasarlanan kıyafetlerdir.
Photo shots, Vivienne Mok Dew Magazine,Red by y Cristina Carro Caso,Alice Luker,Sarah Founting (all fashionising)
Yorumlar