MARKA 2018

MARKA Konferansı'nda Fikir Fırtınası

Lider konferans kuruluşu Yürekli'nin Yapı Kredi World ana sponsorluğunda düzenlediği MARKA 2018 Konferansı sona erdi. Bu yıl 19'uncusu gerçekleştirilen ve Hilton İstanbul Bomonti'de, 12-13 Aralık'ta gerçekleştirilen konferans, çarpışan fikirler, yeni ufuklara açılan kapılar ve yarattığı zihin yenilenmesiyle bütün katılımcıları 2019 için hazırladı.

MARKA 2018'de 70’i aşkın konuşmacı arasında tarihin en büyük 300 mucidinden biri Jaron Lanier, Avrupa'nın en ünlü etik hacker'ı Jamie Woodruff, moda dünyasına yön veren ünlü modacılar Roland Mouret, Alice Temperley ve Philipp Plein, müzik dünyasının yıldızı Yalın, edebiyatçı Ahmet Ümit, ünlü oyuncu Kıvanç Tatlıtuğ, dünyaca tanınan medya sanatçısı ve yönetmen Refik Anadol, hayran kitlesi hızla artan stand-up'çı Kaan Sekban, Galatasaray'ın kalecisi, örnek sporcu Fernando Muslera, dünyaca ünlü fizikçi Yeşim Darıcı, şöhreti sınırlarımızı aşan tenor, aynı zamanda Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Murat Karahan, moda markalarıyla yaptığı işbirlikleriyle dünyanın dikkatini çeken Stephen James, çarpıcı çalışmalarıyla bilinen dev nörobilimci Beau Lotto, yayınlandığı sırada hayatı durduran Çukur dizisinin senaristi Gökhan Horzum ve başrol oyuncularından Ercan Kesal, Türkiye ve dünyadaki risk ve fırsatları anlatacak olan Uğur Gürses, Türk dizilerinin dünya hakimiyetini anlatmak üzere sektörün önemli isimleri Ateş İnce, Dario Turovelzky'nin yanı sıra oyuncular Bergüzar Korel, Engin Akyürek, ünlü tasarımcı Terri Pecora ve ünlü sanatçı Arik Levy gibi konuşmacılar yer aldı.



“MARKA Konferansının Değişmeyen Odağı İnsan, Değişmeyen Derdi İyi İş Yapmak”

MARKA Konferanslarının yaratıcısı Yürekli Yönetim Kurulu Başkanı Ayşegül Yürekli Şengör açılış konuşmasında MARKA Konferanslarının iş dünyasının yakın geleceğine şekil veren en güçlü fikir platformu olduğunu belirtirken MARKA Konferanslarının değişmeyen odağında insanın bulunduğunun altını çizdi. “Bugün hala bunu savunuyoruz. Markalar insanların, hayatın bir yansıması.19 yıllık serüvende MARKA Konferansıyla birlikte Türkiye’nin tüm markaları gelişti. Bugün MARKA Konferansı misyonunu geleceği şekillendirmek üzere daha da güçlendiriyor. Artık iş dünyasının en güçlü fikir platformu. Bambaşka sorumlulukları var. Bunlar arasında köklerine, kültürüne sahip çıkan bir anlayışı savunmak var. Bu değerleri korurken bir yandan da cesaretle yepyeni ufuklara götüren sayısız kapı açmak; bu kapılardan bilgi, cesaret ve motivasyon aşılamak var. “O yüzden MARKA 2018’de iş fikirleri, marka örnekleri, teknolojik yenilikler kadar spor, müzik var... Sanat var... Mizah var... Edebiyat var... Hayatı tümüyle kucaklayan bu anlayış uçsuz bucaksız bir bakış açısı için besin kaynağı. Sorunlara çözüm üretmede en değerli yakıtın bu geniş bakış açısından kazanılan ipuçları olduğuna inanıyorum” dedi.

Katılımcılar “İçlerindeki Dedektifi” Keşfetti
Türkiye'nin en çok ilgi gören, en sevilen, polisiye konusunda ilk akla gelen yazarlardan biri olan Ahmet Ümit, MARKA Konferansı için özel olarak kaleme aldığı öyküsünü ilk gün sunmuş ve Komiser Nevzat karakteri, MarkaAPP üzerinden katılımcılarla iletişime geçip bu kördüğümü

çözmek için bir gün süre vermişti. Ahmet Ümit, MARKA Konferansı için İstanbul'a gelen ama kaybolan Rus bilim insanı Sergey'in kaybolmasında kimin suçlu olduğunu bulan kişileri açıkladı. Üç ödülü de kadınlar elde ederken, bu durumu Ahmet Ümit, “Kadınlar ayrıntıları daha iyi okur” diyerek yorumladı. 

“Her Şey Algıyla Başlar”
İnsan beyni, psikolojisi ve karar mekanizmaları arasındaki ilişkiyi derinden inceleyen büyük nörobilimci Beau Lotto, algı üstüne kurulu nörobilim araçlarını kullanarak bireylerin ve kurumların kaosun sınırlarında yaşarken nasıl başarı elde edebileceklerini anlattı. “Her şey algıyla başlar” diyerek başladığı ufuk açıcı sunumunda bağlamın her şey olduğunu ifade eden Lotto, beynimizin her zaman belirsizliği çözmeye çalıştığını çarpıcı örneklerle MARKA 2018 sahnesinde katılımcılara aktardı. 

Kadınlar İçin Moda Önemli Bir Araç”

Tam anlamıyla bir moda eğitimi almayan, iş hayatına Fransa'da bir kasabada babasının kasap dükkanında başlayan Roland Mouret, bu işi sürdürmeyip alan değiştirdi ve bugün modanın zirvesinde. MARKA 2018 sahnesinde BJ Cunnigham'ın sorularını yanıtlayan Mouret, “Modacı olmak için doğduğumu düşünüyorum” derken, kendisini başarıya ulaştıran formülle ilgili şunları söyledi: “Kadın realitesini kabul etmek gerek başlangıçta. Başka bir dünyadan alıp kadınlara vermek değil kadınlardan hareket etmek lazım.” Mouret, kadınların toplumda kendileri için bir platforma konulmadığını, bunun için mücadele ederek bir yerlere geldiklerini belirterek, “Moda bu konuda önemli bir araç” ifadesini kullandı. Roland Mouret markasını kurup zirveye taşıdıktan sonra finansal ortaklarıyla yolları ayrılınca markanın kullanım hakları kaybeden ve uzun süren bir mücadeleyle geri kazanan Mouret, etkileyici hikâyesini MARKA katılımcılarına anlattı.
“Niş Bir İş Yapıyorum, İnsanlar Modadan Keyif Alsın İstiyorum”
Geleneksel kalıpları yıkıp lüks moda anlayışını farklı bir seviyeye taşıyan Philipp Plein, zeka ve yaratıcılığını sadece tasarımlarında değil defilelerinde de kullanıyor: Bir tek onun moda şovunda dünyanın en ünlü mankenleriyle robotları aynı podyumda birlikte yürürken görebilirsiniz. Plein, MARKA 2018 sahnesinde GQ UK'nin efsanevi yayın yönetmeni Dylan Jones'un sorularını yanıtladı. Jones tarafından “20 yıldır modanın en iyi ezber bozanlarından birisi. Yaptığı işler ezberbozan bir DNA'ya sahip. Moda sistemine sağlıklı bir saygısızlığı var” şeklinde tanımlanan Plein, niş bir iş yaptıklarının altını çizip, “Tüketicinin modayı değiştirme şekliyle de moda değişiyor. Artık moda sektörü bizi yönlendirmiyor, bazen sağ kalmaya çalışıyor” derken, amacının insanları eğlendirmek, modadan keyif almalarını sağlamak olduğunu söyledi.
Alice Temperley'den Moda'da Sürdürülebilirlik ve Kalıcılık 
Kadınlar için tasarladığı kıyafetlerle vazgeçilmezlerden biri olan İngilz moda tasarımcısı Alice Temperley, Bj Cunnigham'ın sorularını yanıtladı. Temperley London markasının da yaratıcısı olan ve hayatının şu anki dönemini “Çok daha çevreciyim artık” şeklinde anlatan İngiliz modacı, “Az Çoktur” felsefesine olan inancını, sürdürülebilirlik, gezegene sahip çıkmak ve kalıcılık gibi değerleri moda dünyasına nasıl aşıladığını anlattı.
Çukur Dizisi Sahnede: “Ne Kadar Yerelsek O Kadar Evrensel Oluyoruz”
Türkiye'de hayatı durduran Çukur dizisini ve ardındakini anlatmak için televizyoncu Ece Üner'in sorularını yanıtlayan Çukur dizisinin “Çukur evimiz, İdris babamız” olarak anılan karakteri canlandıran oyuncu, aynı zamanda yazar, doktor ve senarist Ercan Kesal ve dizinin başarılı senaristi Gökhan Horzum, MARKA 2018 sahnesinde katılımcılara seslendi. "Marka olmak için anlatmak yetmiyor, yaşatmak gerekiyor" diyen Ece Üner'e, Ercan Kesal samimiyetin önemini anlatan bir cevap verdi: "Ne kadar yerelsek o kadar evrensel oluyoruz çünkü duygular evrensel.
Çukur da öyle" derken, dizinin herkes tarafından sevilme sebebini de senarist Gökhan Horzum anlattı.
Mavi'nin kıvancı, Kıvanç'ın “Mavi”si
Yeteneğiyle dünya çapında yıldıza dönüşen Kıvanç Tatlıtuğ ile Mavi Jeans'in Türkiye'de başlayan ardından sınırları aşan başarı öyküsünün bir arada olduğu seansta Mavi Jeans CEO'su Cüneyt Yavuz ve Kıvanç Tatlıtuğ MARKA 2018 sahnesini paylaştı. Cüneyt Yavuz, ortak hikayelerini şöyle anlattı: “Bugün Kıvanç’la 10. sezonumuzu kutluyoruz. Jean pazarının lider markası olarak yıllar önce Kıvanç ile Mavi erkeğinin yeni görüntüsünü yarattık. Kıvanç demek tüm Türkiye için jean demek oldu. Bugün Kıvanç, Mavi’nin marka yüzü olmasının çok ötesinde gerçek bir yol arkadaşı.”. Mavi Jeans ile işbirliklerine ilişkin hislerini anlatan Kıvanç Tatlıtuğ, sahnede Mavi CEO'su Cüneyt Yavuz'un oyunculukla ilgili sorusuna şu yanıtı verdi: "Reklam yüzü olmakla marka yüzü olmak çok farklı. Sizi seven, takip eden insanlara ‘Ben bu markaya inanıyorum, güveniyorum siz de inanın’ demek benim için. Ve büyük bir sorumluluk. Oyunculuk 15 yıldır yaptığım bir şey. Sonu gelmeyecek bir yolculuk. Bu tamamen insanın kendini keşfetme serüveni. İnsan keşfettikçe
olgunlaşıyor demleniyor. Bunu daha samimi konuşmak gerekirse, ilk yaptığım işlere bakıyorum bir tek şey istemişim başta: Başarılı olmak. Zamanla bunun altının boş olduğunu görmeye başladım. Neyi seçersem seçeyim kendi hayatımın süzgecinden geçirip işin içine koyarsam samimiyet oluyor. Onu yapamazsam o işi yapmıyorum. Bundan sonra da öyle olacak. Yani üretmeye, samimi olmaya devam. Bunun sonu yok” dedi.

Yorumlar

Popüler Yayınlar